ÖZET
Amaç:
Duygusal ifadeden yoksunluk, suçluluk ve empati eksikliği gibi katı-duygusuz özellikler, özellikle gelecekte saldırgan ve şiddet içeren davranışlar için artmış risk taşıyan antisosyal özellikleri olan gençlerin ciddi bir alt grubunu oluşturmaktadır. Çalışmamızda, katı-duygusuz özelliklerin belirlenmesine yönelik geliştirilen “Katı-Duygusuz Özellikleri Tarama Ölçeği (Inventory of Callous-Unemotional Traits)” (ICU) Gençlik Formu Türkçe uyarlamasının (ICU-TR) psikometrik özelliklerini belirlemek amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntemler:
Çalışmamızda ICU-TR, 301 öğrenci tarafından doldurulmuş, ölçeği eksiksiz dolduran 250 öğrencinin formu çalışmaya alınmıştır. Toplam 100 kişi ortalama 3 hafta sonra ICU-TR’yi tekrar doldurmuştur. Ölçeğin faktör yapısı ana bileşen analiziyle incelenmiş, iç tutarlılığı Cronbach alfa katsayısı ile hesaplanmıştır. Ölçüt bağıntılı geçerlik analizinde ve test-tekrar test güvenirliğinin incelenmesinde Pearson korelasyon analizi uygulanmıştır.
Bulgular:
Olguların yaş ortalaması 14,38 yıl; %68’i erkek, %32’si kızdır. Faktör analizi ile 2 faktörlü yapı desteklenmiştir. Birinci faktör (callousness-katılık) 12 maddeden (Eigen değer=4,8; r=0,58, p<0,001); ikinci faktör (uncaring-duyarsızlık) 11 maddeden oluşmuştur (Eigen değer=2,3; r=0,64, p<0,001). Toplam ölçek Cronbach alfa katsayısı 0,55; katılık alt ölçeği için Cronbach alfa 0,77, duyarsızlık alt ölçeği için ise 0,58 saptanmıştır. Ölçek test-tekrar test güvenirlik katsayısı 0,88’dir (p<0,001).
Sonuç:
ICU-TR’nin faktör analizi ile 2 faktörlü yapısının geçerliği gösterilmiştir. Test-tekrar test güvenirliği ve alt ölçekler ve toplam ölçek iç tutarlılık güvenirliğinin yeterli düzeyde olduğu saptanmıştır.
Giriş
Gençler arasında giderek artan oranda görülen şiddet eğiliminin toplumu büyük oranda etkilemesi nedeniyle araştırmalar dışa yönelim sorunlarının ve antisosyal davranışların ortaya çıkmasında etkili olan risk faktörlerini belirlemeye çalışmaktadır. Antisosyal davranışların kökeni çocukluk çağına dayanmakta olup, çocuk ve ergenlerde psikopatiyi çalışmak için iki kavramsal yaklaşım öne sürülmektedir. İlk yaklaşım hiperaktivite ve dürtüsellik komorbiditesine bağlı davranım bozukluğu (DB) alt tipidir (1). Hem hiperaktivite/dürtüsellik hem de davranım problemleri olan çocukların daha şiddetli ve daha süreğen antisosyal davranışlar sergileme eğiliminde oldukları belirtilmektedir (1). Öğretmenleri tarafından hem hareketli/dürtüsel davranışlar hem de antisosyal davranışlar bildirilen çocuklar psikopati ile ilişkili özellikler göstermiştir (örneğin; yanıt düzenlenmesi, ödülün geciktirtilmesinde güçlükler) (2). Psikopati yapısını gençlere yönelik genişleten ikinci yaklaşım ise erişkin psikopatisinin kavramsallaştırılmasında merkezi olan ve antisosyal bireyler için de önemli kabul edilen, katı ve duygusuz (callous-unemotional) özelliklere odaklanmaktadır (3-5). Bu yaklaşım, psikopati yapısının gençlere yönelik genişletilmesi açısından umut verici görülmektedir (6,7).
Psikiyatrik Hastalıkların Tanı ve Sınıflandırma El Kitabı-5’te (DSM-5) bu yaklaşım yer bulmuş ve DB tanı kriterleri içerisinde katı ve duygusuz özelliklere vurgu yapan, “kısıtlı prososyal emosyonlarla giden” olguların belirtilmesi istenmiş ve bu özelliklere dikkat çekilmiştir (8). DB, yaşa uygun ana toplumsal norm veya kuralları ve başkalarının temel haklarını ihlal eden tekrarlayıcı ve ısrarcı davranışlar olarak tanımlanmaktadır (8). Toplumda bir yıllık yaygınlığı %2-10 arasında, medyan olarak %4 bildirilmektedir (8). Eğitim ve iş performansında olumsuz sonuçlara neden olması, aile ve akran ilişkilerinde bozulma, genellikle kişisel yaralanmaya neden olan aşırı risk alma davranışları ve mal kaybı, alkol, sigara ve madde kötüye kullanımı, kazaya artmış eğilim ve ileriki yaşlarda antisosyal kişilik bozukluğu gelişimi nedeniyle önemli bir halk sağlığı sorunudur (9,10). DB’nin “kısıtlı prososyal emosyonlarla giden” belirtileri olan olgularının tanısı için pişmanlık/vicdan azabı ya da suçluluk hissetmeme, acımasız/duygusuz-empati eksikliği belirtileri sergileme, performansını umursamama, sığ/yüzeysel ya da yetersiz affekte sahip olma alanlarından iki belirtinin bulunması koşulu gerekmektedir. Bu özelliklere sahip olguların belirtilerinin çocukluk çağında başladığı ve şiddetinin daha fazla olduğu belirtilmektedir (8). Hem çocukluk hem ergenlik başlangıçlı DB olgularında, nöropsikolojik işlevlerde önemli bozulma olduğu (örneğin; fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme ile değerlendirilen yüz emosyon tanıma ölçümlerine dayanan çalışmalar) gösterilmiştir (11,12). DB tanılı çocuk ve ergenler katı-duygusuz özelliklerin varlığına göre de duygusal, bilişsel ve kişilik özellikleri açısından birbirlerinden farklılık göstermektedir (13). Bu olgularda yapılan katı-duygusuz özelliklerin nörobiyolojisi ve uygun terapötik müdahale ile sosyalizasyon girişimlerinin incelendiği çalışmalarda, olguların önemli bir kısmında kısıtlı prososyal emosyonların olduğu saptanmıştır (14,15). Özellikle katı-duygusuz özellikleri olan alt grup, daha kararlı ve daha şiddetli davranış sorunları, suça yatkınlık ve saldırganlık ile ilişkilendirilmektedir (13). Bu nedenlerle bu bireylerin ve özelliklerinin düzeyinin saptanarak, gereken tanısal yönlendirme sağlanabileceği, bu alanda daha fazla araştırma yapılabileceği, olası risk ve koruyucu faktörlerin netleştirilmesi açısından faydalı bilgiler sağlanabileceği düşünülmektedir. Böylelikle uygun müdahalelerin ve farklı önlem programlarının geliştirilmesine yönelik katkıda bulunulabilecektir. Katı-duygusuz özellikleri olan bireyleri tarayabilmek, farklılıklarını ortaya koyabilmek ve gelecekte olası riskli, suça ve şiddete eğilimi olan bireyleri öngörebilmek için Frick (16) tarafından “Katı-Duygusuz Özellikleri Tarama Ölçeği (Inventory of Callous-Unemotional Traits) (ICU)” geliştirilmiştir. Orijinal ölçek 24 maddeden oluşmuştur. Ölçeğin “Gençlik formu, ebeveyn formu, öğretmen formu, ebeveyn formu (okul öncesi versiyonu), öğretmen formu (okul öncesi versiyonu)” olmak üzere 5 farklı versiyonu bulunmaktadır.
Bu çalışmanın amacı, katı-duygusuz özellikleri ölçmeye yönelik bir öz-bildirim anketi olarak geliştirilen “Katı-Duygusuz Özellikleri Tarama Ölçeği” Gençlik Formu Türkçe uyarlamasının (ICU-TR) yapılarak psikometrik özelliklerini incelemektir.
Gereç ve Yöntem
Çeviri Süreci
Ölçeğin Türkçe’ye uyarlanması için ölçeği geliştirmiş olan yazardan e-posta yoluyla izin alınmıştır. Çalışmanın yazarları tarafından testin her bir maddesi üzerinde tartışılarak İngilizce’den Türkçe’ye çevrilmiştir. Türkçe’ye çevrilmiş olan ölçek orijinal metne kör kontrol çalışma yöntemiyle iyi düzeyde İngilizce bilen bir psikolog tarafından tekrar İngilizce’ye çevrilmiş; orijinal İngilizce ve geri çevrilmiş İngilizce formlarının gözden geçirilmesi ardından Türkçe çevirisi tekrar düzenlenmiştir. Her iki Türkçe çeviri yazarlar tarafından tekrar değerlendirilmiştir. Maddelerin anlaşılırlığına yönelik geri bildirimler ve geri çevirinin sonuçları değerlendirilip ölçeğe son hali verilmiştir.
Örneklem ve Uygulama
Uygulama, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Bilimsel Araştırmalar Etik Kurulu’ndan izin alındıktan sonra (onay tarihi: 17.12.2013; onay numarası: 13-12.1/47) başlamıştır. ICU-TR, çocuk sağlığı genel polikliniğine başvuran 11-18 yaş grubu örgün eğitime devam eden öğrencilerden, çalışmaya gönüllü olan ve bilgilendirilmiş onam verenler tarafından doldurulmuştur. Çalışmaya katılan öğrencilerin ailelerine de bilgi verilerek ve onamları alınarak anne/baba tarafından “Turgay-Yıkıcı Davranış Bozuklukları için DSM-IV’e dayalı Tarama ve Değerlendirme Ölçeği”ni doldurmaları istenmiştir (17,18). ICU-TR 301 öğrenci tarafından doldurulmuştur. Ölçeği doldururken cinsiyet, yaş ya da herhangi bir soruyu boş bırakan öğrencinin formu değerlendirmeye alınmamıştır. Ölçeği eksiksiz dolduran 250 öğrencinin formu çalışmaya alınmıştır. Tüm örneklemden ikinci kez ulaşılabilen toplam 100 kişiye ICU-TR ortalama 3 hafta arayla tekrar verilmiştir.
Araçlar
1. Katı-Duygusuz Özellikler Ölçeği (Inventory of Callous-Unemotional Traits): Frick (16) tarafından, gençlerin acımasız-duygusuz özelliklerini değerlendirmek için tasarlanmış, 24 maddelik kendini değerlendirme ölçeğidir. ICU, Antisosyal Süreçleri Tarama Aracı’nın dört “katı-duygusuz” (callous-unemotional) maddesine dayandırılmıştır (19) (örneğin; “Yanlış bir şey yaptığım zaman, kendimi kötü ya da suçlu hissediyorum”, “İşte veya okulda ne kadar iyi olduğumu önemsiyorum”, “Diğerlerinin duygularını önemserim”, “Başkalarına hislerimi/duygularımı belli etmem”). Her bir orijinal maddeden üç olumlu ve üç olumsuz ifadeli varyasyonlar geliştirilerek 24 maddelik ölçek oluşturulmuştur. Yanıtlar dörtlü Likert tipi bir skalada puanlanmaktadır (0=hiç doğru değil; 1=biraz doğru; 2=çok doğru ve 3=kesinlikle doğru). Olumlu olarak ifade edilen 12 maddenin (1., 3., 5., 8., 13., 14., 15., 16., 17., 19., 23., 24. maddeler) toplam puan hesaplanırken ters olarak puanlanması gerekmektedir. ICU’nun ebeveyn ve öğretmenler tarafından dolduran versiyonları da bulunmakla birlikte, bu çalışmada gençlerin kendileri tarafından doldurulan ICU-TR Gençlik formu (ICU-Youth) kullanılmıştır.
2. Yıkıcı davranım bozuklukları için Psikiyatrik Hastalıkların Tanı ve Sınıflandırma El Kitabı-IV’e dayalı tarama ve değerlendirme ölçeği: Bu ölçek DSM-IV tanı ölçütlerine dayalı olarak yıkıcı davranım bozukluklarının taranması için Turgay (17) tarafından geliştirilmiş ve Ercan ve ark. (18) tarafından geçerlik ve güvenilirliği gösterilmiştir. Ölçeğin 9 maddesi dikkatsizlik, 9 maddesi hiperaktivite-dürtüsellik, 8 maddesi karşıt olma-karşı gelme ve 15 maddesi davranım sorunlarını sorgulamaktadır.
İstatistiksel Analiz
Ölçeğin ve alt ölçeklerin güvenirliğini göstermek için iç tutarlılık (Cronbach alfa) katsayısı hesaplanmış; ölçüt bağıntılı geçerlik analizinde ve test-tekrar test güvenilirliğinin incelenmesinde Pearson korelasyon analizi uygulanmıştır. Ölçeğin faktör yapısı Temel Bileşen Analizi ile (Principal Component Analysis) incelenmiştir. Faktörleri daha belirgin olarak göstermek için varimaks eksen döndürme tekniği (rotasyonu) uygulanmıştır. Kız ve erkek öğrencilerin özellikleri cinsiyet ve yaş durumu değişkenlerinin bir arada ICU-TR puanları açısından farkını incelemek amacıyla tek yönlü varyans analizi yapılmış ve post-hoc Tukey testi uygulanmıştır. Kız ve erkek öğrencilerin ICU-TR puanları açısından farkını incelemek amacıyla da t-testi uygulanmıştır. Tüm verilerin analizinde SPSS 20.0 paket programı kullanılmıştır.
Bulgular
1. Olguların Demografik Özellikleri ve ICU-TR Puan Ortalamaları
Örneklem grubunun yaş ortalaması 14,38±2,02; %68’i erkek, %32’si kızdır. Yaş ortalaması kızlarda 14,62±1,95; erkeklerde 14,26±2,05’tir. Örneklem yeterliliği ölçütü olan Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) değeri 0,76 bulunmuştur (p<0,001). Tüm olguların ICU-TR toplam puan ve alt ölçek puan ortalamaları Tablo I’de gösterilmiştir. Kız ve erkekler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir puan farkı saptanmamıştır (Tablo I).
2. ICU-TR’nin Güvenirlik ve Geçerlik Ölçümleri
2a. Faktör Analizi Geçerliği
ICU-TR’nin yapı geçerliliği açımlayıcı faktör analizi ile değerlendirilmiştir. Veri setinin faktör analizi için uygunluğunun değerlendirilmesinde kullanılan iki değerden ilki KMO testi ikincisi ise Bartlett testidir. KMO testi kullanılmış ve KMO değeri 0,76 olarak bulunmuştur. Bartlett testi sonucu incelendiğinde ise yüksek düzeyde anlamlı sonuç elde edildiği (p<0,001) görülmektedir. KMO’da bulunan değerin 0,60’tan büyük olması ve Bartlett testinin anlamlı çıkması verilerin faktör analizi için uygun olduğunu göstermiştir (20). Temel bileşen faktör analizi ile varimaks rotasyonu kullanılarak ölçeğin faktör yapısı araştırılmıştır. Scree plottaki (Şekil 1) kırılmalara bakılmış, kırılmaların iki faktörde belirginleştiği ve faktör öz değerlerine bakıldığında da ölçeğin iki faktörlü bir yapısı olduğu görülmüştür. Ölçeğin faktör yapısı değerlendirildiğinde madde 1’in (.110) çalışmadığı görülmüş ve madde 1 ölçekten çıkarılarak değerlendirilme dışı bırakılmıştır. Sonuç olarak, temel bileşen faktör analizi ile iki faktörlü yapı tanımlanmıştır; faktör 1: Katılık (callousness) ve faktör 2: Duyarsızlık/kayıtsızlık (uncaring) (Tablo II). İki faktör toplam varyansın %30,61’ini açıklamaktadır. Birinci faktör varyansın %17,2’sini açıklamıştır (Eigen değer=4,8). Bu faktör altında 12 madde bulunmaktadır. İkinci faktör toplam varyansın %13,4’ünü açıklamaktadır (Eigen değer=2,3). İkinci faktörün altında ise 11 madde bulunmaktadır.
Ölçme aracının toplam varyansın %30,61’ini açıklaması, madde toplam korelasyonlarının uygun aralıkta olması ölçüm aracının geçerli olduğuna ilişkin bir veri olarak değerlendirilmiştir. Her ne kadar açıklanan varyans düzeyi düşük gibi görünse de sosyal davranışlarla ilgili konularda varyansın %30 civarında olması ve az faktör ile açıklanması tatmin edici olmaktadır.
Alt ölçekler kendi aralarında ve toplam ölçek puanı ile ilişkili bulunmuştur. Faktör 1’in (F1) faktör 2 (F2) ile korelasyon katsayısı 0,309 (p<0,01), toplam ölçek ile korelasyon katsayısı 0,835 (p<0,001); F2’nin toplam ölçek ile korelasyon katsayısı 0,780 (p<0,001) olarak bulunmuştur. Toplam ölçek puanı ile yaş (r=0,081, p>0,05) ve cinsiyetin karşılıklı ilişkisi saptanmazken (r=0,088, p>0,05), F1’in yaş ile (r=0,138, p<0,05); karşılıklı ilişkisi saptanmıştır.
2b. İç Tutarlılık Güvenirliği
Faktör analizi sonrası 23 maddeden oluşan ölçeğin iç tutarlılığını gösteren toplam ölçek Cronbach alfa katsayısı 0,55; katılık alt ölçeği için Cronbach alfa 0,77, duyarsızlık alt ölçeği için ise 0,58 saptanmıştır.
2c. Test-Yeniden Test Güvenirliği
Ölçeğin Türkçe çevirisinin, 100 genç tarafından ortalama 3 hafta (2-4 hafta) sonra tekrar doldurulması aracılığıyla değerlendirilen test-yeniden test güvenirlik katsayısının yüksek düzeyde korelasyon gösterdiği saptanmıştır (r=0,88; p<0,001).
2d. Ölçüt Bağıntılı Geçerlik
ICU-TR’nin ölçüt bağıntılı geçerliği için “Dikkat Eksikliği ve Yıkıcı Davranış Bozuklukları için DSM-IV’e Dayalı Tarama ve Değerlendirme Ölçeği (DEYDB-TDÖ)” kullanılmıştır. Bu ölçekten elde edilen puanlarla ICU-TR’nin alt ölçek puanları ve toplam puanı arasındaki ilişkiler incelenmiştir. ICU-TR toplam puanı ile DEYDB-TDÖ DB semptomu ölçek puanı arasında anlamlı bir ilişki saptanmıştır (r=0,985; p<0,001). F1 (katı özellikler) (r=0,095; p>0,05) ve F2 (duyarsız özellikler) (r=0,126; p>0,05) ile DEYDB-TDÖ DB semptomu ölçek puanları arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır (Tablo III).
Tartışma
Duygusal ifadeden yoksunluk, suçluluk hissetmeme ve empati eksikliği gibi katı-duygusuz (callous-unemotional) özellikler, saldırgan ve şiddet içeren davranışlar için artmış risk oluşturmakta ve psikopatinin bileşeni olarak değerlendirilmektedir. Bu çalışmada katı-duygusuz özellikleri ölçmeye yönelik bir öz-bildirim anketi olarak geliştirilen ICU-TR’nin psikometrik özellikleri değerlendirilmiştir. ICU-TR’nin geçerli ve güvenir bir ölçek olduğu gösterilmiştir. Faktör analizi ile iki faktörlü yapı tanımlanmıştır: Katılık ve duyarsızlık. Test-tekrar test güvenirliği ve alt ölçekler ve toplam ölçek iç tutarlılık güvenirliğinin yeterli düzeyde olduğu saptanmıştır.
Faktör Analizi
Çalışmamızda ölçeğin faktör yapısı temel bileşen faktör analizi ile değerlendirilmiştir. Madde 1’in (.110) çalışmadığı görülmüş ve madde 1 ölçekten çıkarılarak analizler 23 madde olarak yenilenmiştir. ICU-TR’nin son hali 23 maddeden oluşmaktadır. Ana bileşen faktör analizi ile iki faktörlü yapı tanımlanmıştır: Katılık ve duyarsızlık/kayıtsızlık. ICU, orijinal olarak tek boyutlu bir ölçek olarak geliştirilmiştir. Psikometrik özelliklerinin incelendiği ilk çalışmada Essau ve ark. (21) açımlayıcı faktör analizi ile 1453 kişilik 13-18 yaş arası gençlerden oluşan bir toplum örnekleminde üç faktör tanımlamıştır (katı: 0,70; duyarsız: 0,73; duygusuz: 0,64). Katılık faktörü (callousness); davranışların empati yetersizliği, suçluluk duymama ve kötü davranışlar yüzünden pişmalık duymama boyutlarını içerir. Duyarsızlık/kayıtsızlık (uncaring) faktörü davranışın diğer insanların duygularını önemsememe ve kendisinin performansının iyi ya da kötü olup olmadığını umursamama boyutlarını içerir. Üçüncü faktör olan duygusuzluk (unemotional) sığ, yüzeyel ya da yetersiz affekt gibi duygusal ifadelerin yokluğuna odaklanmaktadır (21). Çalışmalarının sonucunda maddelerin bağımsız üç faktöre ayrıldığı bir yapı ve katı-duygusuz özelliklerini ölçen tek genel bir boyutun olduğu belirtilmiştir. Bu özellik ya toplam ICU puanı ya da alt ölçek puanlarının kullanılabileceği şeklinde açıklanmıştır (21). Kimonis ve ark. (22) ABD’de 12-20 yaş arasındaki 248 juvenil suç zanlısı genç ile yaptıkları çalışmalarında, Fanti ve ark. (23) 12-18 yaş arasındaki 347 Kıbrıslı Yunan ergenin oluşturduğu toplum örnekleminde ve Roose ve ark. (24) ise 455 Belçikalı ergenden oluşan toplum örnekleminde benzer şekilde 3 bağımsız faktör ve bir de ilişkili üst-düzey (high-order) katı-duygusuz özellikleri ölçen boyut tanımlamıştır. Bu çalışmalarda ICU’nun öz bildirim formu kullanılmıştır. Kimonis ve ark. (22) çalışmalarında, üç faktörlü yapıyı tanımlarken 2. ve 10. soruyu dışlamışlardır. Feilhauer ve ark. (25) ise Hollanda’da 13-20 yaş arası örneklemde (172 toplum örneklemi, 127 göz altına alınmış suçlu, 42 göz altına alınmayan suçlu ve 42 suç karışmamış dışa yönelim sorunu olan genç) açımlayıcı faktör analizi ile üç yerine beş faktörlü yapı tanımlamıştır; vicdan yetersizliği, kayıtsızlık, duyarsızlık, duygusuzluk, empati yetersizliği. Lordos ve Fanti (26) de 1755 Kıbrıslı Yunan ilkokul öğrencisi ile yaptıkları çalışmalarında yine orijinal olarak ileri sürülen 3 faktörlü yapıyı gösterememiştir. Biz de çalışmamızda Feilhauer ve ark.’nın (25) kullandığı temel bileşen faktör analizini kullandık. Bizim çalışmamızda 2 faktör tespit edilmiştir. Orijinal ölçeğin iç tutarlılığı daha düşük bildirilen duygusuz alt faktöründe yer alan soru sayısının az olmasının ve sorulara yapılan yorum ve verilen cevaplardaki kültürel farklılıkların, Türkçe çeviride bu soruların diğer faktörlere dağılmasına neden olduğu düşünülmüştür. Birinci soru çalışmamış ve ölçekten çıkarılmıştır. Altıncı ve 14. sorular F1’e, 19. ve 22. sorular F2’ye dağılmıştır. Literatürdeki diğer çalışmalarda da farklı faktör yapılarının saptandığı görülmektedir. Bu çalışmamızın sonucunda, orijinal ölçeğin ilk faktör analizini yapan Essau ve ark.’nın (21) da önerdiği gibi, toplam ICU puanı ya da alt ölçek puanlarının kullanılabileceğini düşünmekteyiz.
İç Tutarlılık ve Test-Yeniden Test Güvenirliği
Çalışmamızda faktör analizi sonrası 23 maddeden oluşan ölçeğin iç tutarlılığını gösteren toplam ölçek Cronbach alfa katsayısı 0,55; katılık (callous) alt ölçeği için Cronbach alfa 0,77, duyarsızlık (uncaring) alt ölçeği için ise 0,58 saptanmıştır. Alt ölçekler toplam ölçek puanı ile karşılıklı ilişkili bulunmuştur (F1 için r=0,835, p<0,001; F2 için r=0,780, p<0,001). Ölçeğin alt boyutlarından elde edilen katsayılar ölçeğin yeterli oranda güvenilir olduğunu göstermektedir.
Essau ve ark. (21) toplam ölçek puanı için cronbach alfa katsayısını 0,77; katılık alt ölçeği için 0,70; duyarsızlık için 0,73; duygusuzluk için 0,64 saptamıştır. Duygusuzluk alt ölçeği için saptanan göreceli düşük alfa katsayısını bu alt ölçekte yer alan madde sayısının azlığına bağlamışlardır (5 madde). Ayrıca Kimonis ve ark. (22) ve Fanti ve ark. (23) da duygusuzluk alt ölçeği için iç tutarlılığı marjinal bildirmekte ve Essau ve ark. (21) ile benzer olarak bu durumu madde sayısının azlığı ile ilişkilendirmektedirler. Bizim çalışmamızda faktör analizi sonucunda duygusuzluk alt ölçeğine atanan soru saptanmamıştır. Toplam ölçek alfa katsayısı orijinal çalışmaya göre daha düşük bulunmakla birlikte ölçeğin Türkçe çevirisinin yeterli düzeyde güvenilir olduğu gösterilmiştir. Alt ölçeklerin karşılıklı ilişkisi açısından çalışmamızda anlamlı ilişkili bulunmuştur (r=0,309, p<0,01). Bu bulgumuz Essau ve ark.’nın (21) çalışması ile uyumludur (katılık ile duyarsızlık ilişkisi r=0,26, p<0,001). İç tutarlılık analizi sonuçları orta düzeyde güvenirlik göstermekle birlikte test-yeniden test güvenirliği iyi düzeyde saptanmıştır (r=0,88; p<0,001). Feilhauer ve ark. (25) çalışmalarında orta-iyi düzeyde test-yeniden test güvenirliği ve iç tutarlılık bildirmektedir.
Sonuç olarak, çalışmamızda test-tekrar test güvenirliği ve alt ölçekler ve toplam ölçek iç tutarlılık güvenirliğinin yeterli düzeyde olduğu saptanmıştır. Ancak yine de ölçeğin daha fazla olgu sayısı ile ve klinik örneklemde de kullanılarak geçerlik ve güvenirliğin desteklenmesinin faydalı olacağı düşünülmüştür.
Cinsiyet Farklılığı
Çalışmamızda yapılan t-testi analizleri sonucunda, ICU-TR toplam ve alt ölçek puanlarında cinsiyetler arasında anlamlı bir fark saptanmamıştır. Essau ve ark. (21), Alman örnekleminde yaptıkları çalışmalarında erkeklerin hem toplam hem de alt ölçek puanlarının daha yüksek olduğunu bildirmiştir. Bulgularının, erkeklerin psikopatinin katı-duygusuz dahil tüm boyutlarında kızlardan daha yüksek puan almaya eğilimli olduğunu saptayan çalışmalar ile tutarlı olduğunu belirtmişlerdir (21,27). Bizim sonucumuz bu bulgu ile çelişmektedir. Bu durum kültürel etkenlerin etkisi ile açıklanabileceği gibi, örneklem sayısının düşük olmasından da kaynaklanabilir. Esaau ve ark. (21) çalışmalarında, olgularını 13-14 yaş, 15-16 yaş ve 17-18 yaş olarak ayırmıştır. Erkeklerin her yaş grubunda kızlardan daha yüksek puan aldığını belirtmekle birlikte en yüksek skorların 15-16 yaş aralığında saptandığını bildirmiştir. Yaş ve cinsiyetin karşılıklı ilişkisi toplam skorda saptanmamış; ancak katılık ve duyarsızlık alt ölçeğinde saptanmıştır. Bizim olgularımızın yaş ortalaması 14,38’dir. Tüm bu bulguları değerlendirdiğimizde gelişimsel yaş dönem özelliklerinin de fark bulunmamasında etkisi olabileceği düşünülmüştür. Cinsiyete dair farklılıkların incelenmesi için daha geniş örneklemde çalışılmasının gerekli olduğu düşünülmüştür.
Ölçeklerle İlişkiler
Çalışmamızda ICU-TR toplam puanı ile DEYDB-DB belirtileri ölçek puanı arasında anlamlı bir ilişki saptanmıştır. Essau ve ark. (21) ICU ve alt ölçeklerinin ve Feilhauer ve ark. (25) katı-duyarsız özelliklerin DB semptomları ile ilişkili olduğunu bildirmektedir. Bizim çalışmamızda da ICU-TR toplam puanı DB belirti puanları ile ilişkili saptanmıştır. Bu bulgularla, ICU-TR toplam ölçek puanı kullanılarak ölçüt geçerliliği açısından da DB belirtileri ile ilişki olduğu gösterilmiştir.
Çalışmanın Kısıtlılıkları
Bu çalışmanın bazı kısıtlılıkları olmuştur. İlki örneklem sayımızın düşüklüğüdür. Her ne kadar formu dolduran olgu sayısı istatistiksel olarak örneklem yeterliliği ölçütlerini karşılasa da daha geniş örneklem grubu ile çalışılması, ölçeğin genel psikometrik özellikleri ve hem cinsiyet hem de yaş gruplarına ait özellikleri ile desteklenmesine katkı sağlayacaktır. İkincisi ise çalışmamıza genel popülasyonun dahil edilmiş olmasıdır. ICU-TR’nin DEHB, DB, diğer psikiyatrik tanı alan ya da suça sürüklenmiş ergenlerin de katıldığı çalışmalar ile psikiyatrik tanısı olan ve olmayan grupları ayırıp ayıramadığının ve psikopatolojilerle hangi boyutlarda ilişkili olduğunun araştırılmasının faydalı olacağı düşünülmüştür.
Sonuç
Çalışmamızda, ICU-TR’nin faktör analizi ile 2 faktörlü yapısının geçerliği gösterilmiştir. Test-tekrar test güvenirliği ve alt ölçekler ve toplam ölçek iç tutarlılık güvenirliğinin yeterli düzeyde olduğu saptanmıştır. Ölçeğin psikometrik özelliklerinin, örneklem sayısının arttırılarak klinik örneklemde de kullanıldığı çalışmalarla değerlendirilmesinin faydalı olacağı düşünülmüştür.