Ankara’da Düşük Gelir Seviyeli Bir Bölgede İlkokul Çocukları Ebeveynlerinin Astım Anketi ile Değerlendirilmesi
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Orijinal Makale
CİLT: 3 SAYI: 3
P: 139 - 143
Eylül 2016

Ankara’da Düşük Gelir Seviyeli Bir Bölgede İlkokul Çocukları Ebeveynlerinin Astım Anketi ile Değerlendirilmesi

J Pediatr Res 2016;3(3):139-143
1. Dr. Sami Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Allerji ve İmmünoloji Kliniği, Ankara, Türkiye
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 23.02.2016
Kabul Tarihi: 25.04.2016
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Sonuç:

Çalışmamızda ilkokul çocuklarında hışıltı sıklığı %12,9 olarak bulunmuştur. Ev içi tetikleyicilerden rutubet, küf ve sigara teması dikkat çekicidir. Özellikle düşük gelir seviyeli bölgelerde yaşayan ebeveynlerin ev içi tetikleyiciler konusunda bilgi düzeyinin arttırılması önemlidir.

Bulgular:

En az bir kez hışıltı geçirenlerin sayısı 11 (%12,9) iken, dokuz çocukta (%10,5) doktor tanılı astım vardı. Elli altı çocuğun (%65,9) evinde en az bir kişinin sigara içicisi olduğu saptandı. Evinde rutubet teması olanların sayısı 14 (%16,4), küf teması olanların sayısı ise 15 (%17,6) idi.

Gereç ve Yöntemler:

Çalışmamıza Ankara’nın düşük gelir seviyeli bir bölgesinde yaşayan, yaş ortalaması 9,1 (7-11 yaş) olan 85 ilköğretim öğrencisinin ebeveynleri dahil edilmiştir. Çalışma anketi Uluslararası Çocukluk Çağı Astım ve Allerjik Hastalıklar Çalışması temel alınarak hazırlanmış, astım semptom ve tetikleyicilerini sorgulayan 31 sorudan oluşturulmuştur.

Amaç:

Astım çocukluk çağının en önemli kronik hastalıklarından biridir. Ebeveynlerin astım semptomları ve tetikleyicilerini biliyor olması, tanı ve tedavinin her basamağında gereklidir.

Anahtar Kelimeler:
Astim, çocukluk çagi, ev içi tetikleyiciler

Giriş

Astım tüm yaş gruplarını etkileyebilen solunum semptomlarına, aktivite kısıtlamasına ve atak anında acil bakım ihtiyacına sebep olabilen en önemli kronik hastalıklardan biridir (1). Yapılan çalışmalar ile astım sıklığının ülkeden ülkeye değişiklik gösterdiği saptanmıştır (2,3). Hatta aynı ülke içinde farklı bölgelerde bile astım sıklığında belirgin farklılıklar mevcuttur (4-6). Bu durum astımın multifaktöriyel etiyolojisine bağlanabilir.

Astım etiyolojisinde genetik faktörler, obezite ve cinsiyet gibi konağa ait faktörlerin yanında ev içi (ev tozu akarları, evcil hayvanlar, küf) ve ev dışı alerjenler (polenler), sigara dumanı teması (pasif ve/veya aktif içicilik), enfeksiyonlar (sıklıkla viral etkenler), beslenme ve mesleksel duyarlaştırıcılar gibi çevresel faktörlerin de önemi büyüktür (1).

Bu çalışmada Uluslararası Çocukluk Çağı Astım ve Allerjik Hastalıklar Çalışması (ISAAC) anketi aracılığıyla özellikle önlenebilir ev içi koşulların değerlendirilmesi amaçlanmıştır.

Gereç ve Yöntem

Çalışmaya Ankara’nın gelir seviyesi düşük olan semtlerinden biri olan Altındağ’da bir ilköğretim okulu öğrencilerinin ebeveynleri dahil edildi. Çalışma yapılmadan önce İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, ilgili okul idaresi ve öğrenci ailelerinden gerekli yasal izinler alındı. 5 Mayıs 2015 tarihinde Dünya Astım Günü etkinlikleri kapsamındaki okul ziyareti sırasında ebeveynleri tarafından evde doldurulmak ve üç gün sonra toplanmak üzere 500 adet çalışma anketi hazırlandı. Öğretmenler tarafından belirlenen 100 öğrenciye anket verildi. Diğer öğrenciler çeşitli sebeplerle (anketi dolduracak ebeveyn olmaması, ebeveynlerin Türkçe bilmemesi, ebeveynlerin okur yazar olmaması gibi) çalışma dışı bırakıldı. Seksen beş anket uygun şekilde doldurulmuş olarak tarafımıza ulaştırıldı.

Çalışma anketi ISAAC temel alınarak hazırlanmış semptom ve tetikleyicileri sorgulayan 31 sorudan oluşturuldu. İlk sekiz soru astım ve hışıltı geçmişini sorgulamaktaydı ve bire bir ISAAC anketinden çeviri ile hazırlandı. Dokuzuncu soru atak tetikleyicilerini sorgulamaktaydı. On ve on altı arasındaki sorular özgeçmiş ve soygeçmişe ait özellikleri içermekteydi. Geri kalan 15 soru ise çevresel özellikleri sorgulamak amacı ile ISAAC çevre anketinden modifiye edilerek hazırlandı (2).

Verilerin istatistiksel değerlendirilmesinde ki-kare testi uygulandı. P<0,05 olan değerler anlamlı olarak kabul edildi. İstatiksel analiz SPSS 22 paket programı ile yapıldı.

Bulgular

Çalışmamıza Ankara il merkezinde düşük gelir seviyeli bölgede yer alan bir ilköğretim okulunda okuyan ve yaşları 7-11 (ortalama 9,1 yaş) arasında değişen 85 öğrencinin ebeveyni dahil edildi. Öğrencilerin 34’ü (%40) erkek, 51’i (%60) kız idi. On bir çocukta (%12,9) ailesi tarafından fark edilen en az bir hışıltı atağı, dokuz çocukta ise (%10,5) doktor tanılı astım vardı. Çalışmamızda çocukların astım ve hışıltı geçmişi ile ilgili elde edilen veriler Tablo I’de özetlenmiştir.

Dokuzuncu soru (Son 12 ay içinde çocuğunuzun hışıltısına ne sebep oldu?) astım tetikleyicilerini sorgulamaktaydı. Elli altı kişi bu soruyu boş bırakırken, yanıt verenlerden; on kişi sabun-sprey-deterjan, yedi kişi polen, dört kişi duman teması, iki kişi soğuk hava, iki kişi hayvan teması, iki kişi yiyecek-içecek, bir kişi yünlü giysi ve bir kişi toz teması ile atağın tetiklendiğini belirtmişti.

On-on altı arasındaki yedi soru ile çocukların özgeçmiş ve soygeçmiş özellikleri sorgulandı. Sonuçlar Tablo II’de özetlenmiştir.

ISAAC anketinden modifiye edilerek hazırlanan ve çevresel özellikleri sorgulayan 16-23 arasındaki sorulara ait veriler Tablo III’te özetlenmiştir. Tüm grup değerlendirildiğinde, ev içi küf teması bulunan 15 (%17,6) ve rutubet teması olan 14 (%16,7) çocuk vardı. Yirmi altı (%30,5) çocuğun evinde ısınmak için odun ve/veya kömür gibi yakıtlar kullanılmakta idi.

Ev içi sigara teması sorgulandığında 56 (%65,9) kişinin evinde sigara kullanan en az bir kişinin olduğu öğrenildi. Annesi sigara içenlerin sayısı 21 (%24,7) idi. On bir (%12,9) annenin hamileliği boyunca da sigara içmekte olduğu öğrenildi.

Solunum sistemi semptomlarının varlığı ile ev içi sigara teması arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; sigara teması olan çocuklarda hışıltı, nefes darlığı, göğüste sıkışma hissi gibi şikayetlerin daha sık gözlendiği saptandı. Astım tanılı dokuz çocuğun sekizinin (%89) evinde en az bir ebeveyni sigara içmekteydi. Solunum semptomları ve pasif sigara teması arasındaki ilişki ile ilgili veriler Tablo IV’de özetlenmiştir.

Tartışma

Çalışmamız Dünya Astım Günü etkinlikleri kapsamında Ankara’nın düşük gelir seviyesi olan semtlerinden birinde, ilköğretim okulu öğrencilerinin ebeveynlerinin astım semptom ve tetikleyicileri ile ilgili bilgi düzeyini saptamak amacı ile yapılmış bir anket çalışmasıdır. Ülkemizde çocukluk çağında astım prevalansını değerlendirmek amacıyla yapılmış çok sayıda çalışma bulunmaktadır ve bu çalışmalarda bölgeler arasında farklılıklar göze çarpmaktadır (4-7). İstanbul’da 6-12 yaş arası 2,232 çocukta hayat boyu en az bir hışıltı geçirme oranı %15,1; doktor tanılı astım varlığı %9,8 olarak saptanmıştır (4). Ankara’da 1998 yılında yapılan çalışmada 7-14 yaş arası 3,154 çocukta hayat boyu en az bir hışıltı geçirenlerin oranı %14,4; doktor tanılı astım oranı %8,1 olarak saptanmıştır (5). Yaş ortalaması dokuz yaş olan 725 çocuğun değerlendirildiği bir başka çalışmada Manisa’da hayat boyu hışıltı sıklığı %22,1 olarak saptanmıştır (6). Diyarbakır’da yaşları 6-15 arasında değişen 3,040 çocuğun katıldığı çalışmada hışıltı sıklığı %22,4 ve astım %14,1 olarak saptanmıştır (7). Çalışmamızda ise yaşları 7-11 arasında değişen 85 çocuk değerlendirildiğinde hayat boyu hışıltı sıklığı %12,9, doktor tanılı astım sıklığı %10,5 olarak saptanmıştır. Olgu sayımız prevalans değerlendirmek için yetersiz olmakla birlikte astım ve hışıltı sıklığı önceki çalışmalara benzer bulunmuştur.

Ev içi tetikleyiciler açısından değerlendirildiğinde çalışmamızda küf, rutubet ve sigara teması dikkat çekicidir. Tüm grup değerlendirildiğinde ev içi küf teması bulunan 15 (%17,6) ve rutubet teması olan 14 (%16,4) çocuk saptanmıştır. Astım tanılı çocukların evinde küf ve rutubet teması (%44,5) astımlı olmayanlara göre yaklaşık üç kat fazla olarak saptanmıştır. Nezle/grip veya akciğer enfeksiyonu olmaksızın son bir yıl içinde geceleri kuru öksürük tarif edenlerde (%28,6), öksürük olmayanlara göre (%10,5) küf temasının daha fazla olduğu görülmüştür. Ankara’da karasal iklim hakim olmasına rağmen çalışmamızda küf ve rutubet temasının fazla olması katılımcıların çoğunlukla gecekondu tarzı bakımsız ve altyapısı yetersiz konut tipinde yaşamalarının bir sonucu olabilir. Çalışmamızda odun/kömür gibi yakıtları ısınmak için kullanma oranı %30,5 olarak bulunmuştur. Guneser ve ark. (8) yaptıkları çalışmada pasif sigara teması ile birlikte ısınmak için odun kullanımının solunum sistemi hastalıkları için risk faktörü olduğunu belirtilmiştir.

Çalışmamızda genel olarak ev içinde en az bir sigara içicisi ile temas oranı %65,9 (n=56) olarak saptanmıştır. Demir ve ark. (9) Ankara’da bir ilkokulda 1992, 1997 ve 2002 yıllarında pasif sigara temasını %74, %64 ve %64,1 olarak bulmuştur. Boyaci ve ark. (10) 2006 yılında yaptıkları çalışmada 188 öğrencinin pasif sigara etkilenim durumunu hem anne baba bildirimi hem de idrarda kotinin düzeyi ölçümü ile değerlendirmişlerdir. Anne baba bildirimine göre pasif içicilik oranı %72,3, idrarda kotinin düzeyi ile pasif etkilenim oranı %76 olarak bulunmuştur. Ülkemizde pasif sigara teması oranı Amerika (%43) ve Japonya (%37,5) gibi gelişmiş ülkelere göre neredeyse iki kat yüksektir (11,12).

Çınar ve ark. (13) 2010 yılında yaptıkları çalışmada hastanede solunum sistemi hastalığı nedeni ile yatmakta olan 345 çocuğun %42,3’ünün babasının, %7,8’inin annesinin ve %20,9’unun her iki ebeveyninin sigara içicisi olduğunu saptamışlardır. Aynı çalışmada pasif sigara teması olan astım hastalarında hastaneye yatış oranının sigara teması olmayanlara göre üç kat daha fazla olduğu saptanmıştır. Çalışmamızda pasif sigara içicilik oranının tüm grupta %65,9 olmakla birlikte astım tanılı çocuklarda %90’lara ulaşması endişe vericidir. Ayrıca; son bir yılda hışıltı tarif edenler ve nefes darlığı ile uyanma öyküsü olanların %77,7’si ve göğüste sıkışma hissi ile uyanma öyküsü olanların %83,3’ünün ev içi pasif sigara teması olduğu saptanmıştır.

Çalışmamızda; katılımcı sayısı az olmakla birlikte özellikle gelir seviyesi düşük bölgelerde astım ve hışıltı tetikleyicisi olarak küf, rutubet ve pasif sigara teması dikkat çekmektedir. Ebeveynlerin ev içi tetikleyiciler konusundaki bilgi düzeyinin arttırılması ve pasif sigara içiciliğinin önlenmesi için eğitim programları ve daha geniş kapsamlı çalışmalara ihtiyaç vardır.

Etik

Etik Kurul Onayı: Çalışma için Dr. Sami Ulus Kadın Doğum Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Etik Kurulu’ndan onay alınmıştır, Hasta Onayı: Çalışmamıza dahil edilen tüm katılımcılardan bilgilendirilmiş onam formu alınmıştır.
Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulu dışındaki kişilerce değerlendirilmiştir.

Yazarlık Katkıları

Konsept: Zeynep Şengül Emeksiz, Ayşegül Ertuğrul, İlknur Bostancı, Serap Özmen, Soner Şahin, Dizayn: İlknur Bostancı, Serap Özmen, Zeynep Şengül Emeksiz, Veri Toplama veya İşleme: Zeynep Şengül Emeksiz, Ayşegül Ertuğrul, Soner Şahin, Analiz veya Yorumlama: Zeynep Şengül Emeksiz, İlknur Bostancı, Literatür Arama: Zeynep Şengül Emeksiz, Serap Özmen, Yazan: Zeynep Şengül Emeksiz, İlknur Bostancı, Serap Özmen.
Çıkar Çatışması: Yazarlar bu makale ile ilgili olarak herhangi bir çıkar çatışması bildirmemiştir.
Finansal Destek: Çalışmamız için hiçbir kurum ya da kişiden finansal destek alınmamıştır.